Pergamon, Krallıktan Roma Eyaletine Bir Geçiş
Anadolu'nun batısında, Mysia bölgesinin kalbinde yer alan Pergamon (Bergama), Helenistik dönemin en parlak ve en etkili krallıklarından birinin başkenti olarak tarihe adını yazdırmıştır.
Başlangıçta küçük bir tepe yerleşimi olan Pergamon, Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos'un teğmeni Philetairos'un MÖ 281'de bağımsızlığını ilan etmesiyle Attalos Hanedanlığı'nın beşiği haline geldi. Bu hanedanlık, yaklaşık 150 yıl boyunca Pergamon'u bir kültür, sanat ve bilim merkezine dönüştürürken, darphanesi de krallığın yükselişini, gücünü ve nihayetinde Roma'ya devredilen mirasını belgeleyen birincil bir tanık oldu. Pergamon'un nümizmatik tarihi, bir hanedanlık sikkesinin doğuşundan, bölgesel bir ekonomik gücün sembolü haline gelmesine ve son olarak bir Roma eyalet parasına dönüşmesine kadar uzanan büyüleyici bir evrimi gözler önüne serer.
Pergamon'un erken dönem sikkeleri, şehrin Pers egemenliği altındaki konumunu yansıtır. MÖ 5. yüzyılda basılan küçük gümüş dioboller, bir yüzünde Yunan tanrısı Apollon'u, diğer yüzünde ise isimsiz bir Pers satrapının portresini taşıyarak bu ikili kültürel yapıyı gösterir. Ancak şehrin gerçek nümizmatik kimliği, Attalos Hanedanlığı ile başlar. Krallığın kurucusu Philetairos, kendi portresi yerine, daha önce hizmet ettiği Seleukos kralı I. Seleukos Nicator'un portresini sikkelerine koyarak diplomatik bir denge politikası izledi. Ancak halefi I. Eumenes, bu geleneği değiştirerek sikkelerin üzerine kendi portresi yerine hanedanlığın kurucusu olan amcası Philetairos'un idealize edilmiş bir portresini yerleştirdi. Bu, bir hanedanlık kültü yaratma ve meşruiyeti kurucu ataya dayandırma stratejisinin bir parçasıydı. Bu tasarım – ön yüzde Philetairos'un portresi, arka yüzde ise krallığın koruyucu tanrıçası Athena'nın tahtta oturan figürü – I. Attalos da dahil olmak üzere sonraki nesiller boyunca büyük ölçüde değişmeden devam etti.
Pergamon'un nümizmatik tarihindeki asıl devrim, MÖ 188'deki Apameia Barışı'ndan sonra yaşandı. Romalıların desteğiyle Seleukosları yenen ve Anadolu'daki topraklarını büyük ölçüde genişleten Pergamon, bu yeni ve geniş coğrafyada ekonomik birliği sağlamak için stratejik bir hamle yaptı. MÖ 166 civarında, krallığın dört bir yanındaki darphanelerde basılacak olan yeni bir standart gümüş para birimini, Kistophorik tetradrahmiyi tedavüle soktu. "Kistophoros" (sepet taşıyan) olarak bilinen bu sikkeler, ön yüzlerinde Dionysos kültüne ait kutsal bir sepet olan cista mystica'yı, arka yüzlerinde ise Herakles'in sembolü olan bir yay kutusunu taşıyordu. Bu sembolizm, Attalosların soylarını bu iki büyük mitolojik figüre dayandırma iddialarını pekiştiriyordu. Kistophoros, bölgedeki diğer tüm para birimlerinin yerini alarak, Pergamon'un ekonomik hegemonyasını kuran kapalı bir para sistemi yarattı.
Bu sistem o kadar başarılıydı ki, MÖ 133'te son Attalos kralı III. Attalos'un krallığını Roma'ya miras bırakmasından sonra bile devam etti. Romalılar, bu işlevsel para birimini ortadan kaldırmak yerine, onu yeni kurdukları Asya Eyaleti'nin resmi gümüş sikkesi olarak benimsediler ve basımını sürdürdüler. Bu, Roma pragmatizminin en güzel örneklerinden biridir. Zamanla, İmparator Augustus gibi Roma hükümdarları, Kistophorosların geleneksel tasarımlarını kendi portreleri ve propaganda imgeleriyle değiştirdiler. Böylece, bir zamanlar Helenistik bir krallığın ekonomik bağımsızlığının sembolü olan Kistophoros, bir Roma eyalet parasına dönüşerek Pergamon'un hikayesindeki son perdeyi belgeledi. Pergamon darphanesi, bir krallığın doğuşundan Roma'ya entegrasyonuna kadar geçen her aşamayı metal üzerine kazıyarak, tarihin sessiz ama en güvenilir tanıklarından biri olmuştur.
Kaynak:
https://coinweek.com/coinweek-ancient-coin-series-coinage-pergamon/
https://www.forumancientcoins.com/catalog/roman-and-greek-coins.asp?vpar=1517
https://en.wikipedia.org/wiki/Cistophorus
https://en.wikipedia.org/wiki/Kingdom_of_Pergamon