Skip to main content

WhatsApp Chat Button

Troas'ın Kayıp Darphaneleri: Homeros'un Topraklarında Sikke Avı

Anadolu'nun kuzeybatı ucunda, Hellespontos (Çanakkale Boğazı) ile Ege Denizi arasında uzanan Biga Yarımadası, antik çağlarda Troas olarak biliniyordu. Bu topraklar, Homeros'un

İlyada'sında anlatılan efsanevi Truva Savaşı'na sahne olmasıyla ölümsüzleşmiştir. Bölgenin adı her ne kadar Truva (İlion) ve daha sonra kurulan Alexandria Troas gibi büyük merkezlerle anılsa da, Troas'ın nümizmatik zenginliği bu iki şehrin çok ötesine uzanır. Antik dönemde, Tenedos (Bozcaada) adası da dahil olmak üzere, bu küçük coğrafyada en az 25 farklı darphane faaliyet göstermiştir. Bu "kayıp" veya daha az bilinen darphanelerin sikkeleri, bölgenin karmaşık siyasi yapısını, yerel ekonomilerini ve zengin mitolojik dünyasını anlamak için paha biçilmez ipuçları sunar.  

Troas'ın nümizmatik manzarası, büyük güçlerin gölgesinde kendi kimliklerini korumaya çalışan küçük şehir devletlerinin bir mozaiği gibidir. Bu şehirlerin çoğu, kendi otonom gümüş ve bronz sikkelerini basarak bağımsızlıklarını ve yerel gururlarını ifade etmişlerdir. Bu darphanelerden çıkan sikkeler, genellikle şehrin kurucu efsanesini, koruyucu tanrısını veya en önemli ekonomik faaliyetini yansıtan özgün tasarımlar taşır.

Örneğin, Hellespontos'un stratejik kıyılarında yer alan Abydos, sikkelerinde genellikle bir kartal tasviri kullanmıştır. Bu güçlü kuş, şehrin deniz üzerindeki hakimiyetini ve belki de Zeus'a olan bağlılığını simgeliyordu. Abydos, Lampsakos ve Kyzikos gibi şehirlerle birlikte, boğaz ticaretinden pay almak için rekabet eden önemli bir merkezdi.  

Biraz daha güneyde, Assos (Behramkale), nümizmatik kimliğini efsanevi bir yaratık olan grifon üzerine kurmuştu. Sikkelerinin ön yüzünde yer alan bu aslan gövdeli, kartal başlı yaratık, gücü ve uyanıklığı temsil ediyordu. Arka yüzde ise genellikle bir aslan başı bulunurdu. Assos, aynı zamanda Aristoteles'in bir dönem yaşadığı ve felsefe okulu kurduğu bir şehir olarak da kültürel bir öneme sahipti.  

Troas'ın diğer küçük darphaneleri de benzer şekilde kendilerine özgü semboller benimsemişti. Kebren sikkelerinde bir koç başı, Antandros'ta bir keçi, Gergis'te ise üç çeyrek profilden betimlenmiş Sibyl veya Apollon başı gibi dikkat çekici tasarımlar görülür. Sigeion ise, Atina ile olan yakın bağlarını yansıtan bir ikonografi seçmişti: ön yüzde Athena'nın başı ve arka yüzde onun sembolü olan baykuş. Bu durum, Sigeion'un MÖ 4. yüzyılda Atinalı general Chares'in kontrolü altında olduğunu düşündürmektedir.  

Bu yerel sikkelerin varlığı, Troas'ın sadece büyük savaşların ve imparatorlukların geçtiği bir coğrafya olmadığını, aynı zamanda kendi iç dinamiklerine sahip, canlı bir ekonomik ve siyasi hayata sahip olduğunu gösterir. Bazı şehirlerin, örneğin Abydos, Gergis ve Kebren'in, belirli dönemlerde benzer tasarımlara sahip sikkeler basması, bu şehirler arasında bir para birliği veya ittifak (symmachy) olabileceğine işaret eder.  

Büyük İskender'in fethi ve ardından gelen Helenistik dönem, bu küçük darphanelerin birçoğunun sonunu getirdi. Yerel para birimleri, yerlerini İskender'in standart imparatorluk sikkelerine ve daha sonra bölgeye hakim olan krallıkların paralarına bıraktı. Ancak geride bıraktıkları bu küçük gümüş ve bronz sikkeler, Homeros'un efsanelerle süslediği bu toprakların gerçek tarihini, yani küçük şehirlerin bağımsızlık mücadelelerini, ekonomik hayatlarını ve zengin sembolik dünyalarını anlatan sessiz tanıklardır. Troas'ın bu "kayıp" darphanelerinin izini sürmek, bir nümizmat için adeta bir arkeolojik keşif yolculuğudur.

Kaynak:
https://asiaminorcoins.com/troas.html
https://www.cambridge.org/core/books/archaeology-of-greek-and-roman-troy/ilion-athens-and-sigeion-during-the-fifth-and-fourth-centuries-bc/B97413B31DB197A534BD6124EC5DA733
https://coinweek.com/coins-of-ancient-greek-troas-troad-part-2/
http://www.wildwinds.com/coins/greece/troas/sigeon/