Alexandria Troas, İskender'in Stratejik Limanı
Büyük İskender'in fetihleri, sadece siyasi sınırları değil, aynı zamanda şehirlerin kaderlerini de değiştirdi. Onun adına veya onun mirasını onurlandırmak için kurulan onlarca "Alexandria" arasında,
Anadolu'nun kuzeybatısındaki Troas bölgesinde yer alan Alexandria Troas, stratejik konumu ve görkemli yapılarıyla öne çıkar. MÖ 310 yılında İskender'in generallerinden Antigonos Monophtalmos tarafından "Antigoneia" adıyla kurulan şehir, kısa bir süre sonra Lysimakhos tarafından İskender'in anısına "Alexandria Troas" olarak yeniden isimlendirildi. Bu isim değişikliği, şehrin kaderini belirledi. Anadolu'nun en büyük kentlerinden biri haline gelen Alexandria Troas, Roma döneminde nüfusu 100.000'e ulaşan, Avrupa ile Asya arasında bir köprü görevi gören hayati bir liman ve ticaret merkezi oldu. Şehrin darphanesi de bu uzun ve parlak tarihi yansıtan, özellikle Apollon ve at figürleriyle tanınan zengin bir sikke üretimine sahne oldu.
Alexandria Troas'ın nümizmatik tarihi, şehrin kuruluşundan hemen sonra, Lysimakhos adına basılan altın staterler ve gümüş tetradrahmilerle başlar. Bu ilk sikkeler, şehrin yeni kurulan Helenistik krallıklar içindeki yerini ve darphanesinin teknik kapasitesini gösterir. Ancak şehrin kendi özgün kimliğini yansıtan sikkeler, MÖ 3. yüzyıldan itibaren basılmaya başlanan bronz paralardır. Bu sikkelerin neredeyse tamamında ortak bir tema vardır: ön yüzde şehrin koruyucu tanrısı olarak kabul edilen Apollon'un portresi, arka yüzde ise genellikle otlayan bir at figürü.
Bu ikonografinin seçimi tesadüfi değildir. Apollon, Troas bölgesinde, özellikle yakındaki Smintheion kutsal alanıyla ilişkili olarak, köklü bir kültü olan bir tanrıydı. Sikkelerin üzerine onun defne çelenkli portresini yerleştirmek, şehri tanrının koruması altına sokan ve ona dini bir meşruiyet kazandıran bir eylemdi. Arka yüzdeki at figürü ise, hem Troas bölgesinin Homeros'tan beri bilinen at yetiştiriciliğindeki şöhretine bir gönderme hem de şehrin etrafındaki verimli otlakları ve tarımsal zenginliği simgeliyordu. Bazen atın yanında bir palmiye dalı veya arpa tanesi gibi ek semboller de yer alırdı, bu da bereket temasını pekiştirirdi. Apollon ve atın birleşimi, Alexandria Troas'ın hem ilahi koruma altında hem de ekonomik olarak müreffeh bir şehir olduğu mesajını veriyordu.
Şehrin önemi Roma döneminde daha da arttı. Stratejik limanı, Roma'nın doğuya yönelik askeri seferleri ve ticareti için kilit bir üs haline geldi. Hatta Julius Caesar ve daha sonra İmparator Konstantin, başkenti Roma'dan Alexandria Troas'a taşımayı düşünmüşlerdi. Bu dönemde şehir, "Colonia Augusta Troas" unvanını alarak bir Roma kolonisi statüsüne yükseltildi. Darphane, bu yeni statüyü yansıtan ve üzerinde Roma imparatorlarının portrelerini taşıyan çok sayıda bronz sikke basmaya devam etti.
Alexandria Troas'ın limanı, sadece askerler ve tüccarlar için değil, aynı zamanda fikirlerin yayılması için de bir kapıydı. Hristiyanlığın ilk yıllarında, Havari Pavlus'un Avrupa'ya yaptığı misyonerlik yolculuklarına bu limandan başladığı bilinmektedir. Bu olay, şehri erken Hristiyanlık tarihinde önemli bir hac merkezi haline getirmiştir.
Bugün Dalyan köyü sınırları içinde yer alan ve 8 kilometreyi bulan sur duvarlarıyla Anadolu'nun en büyük antik kentlerinden biri olduğu anlaşılan Alexandria Troas'ın kalıntıları, geçmişteki görkemini hala fısıldamaktadır. Hamamları, tiyatrosu, stadyumu ve caddeleriyle bir zamanların bu hareketli metropolünden geriye kalan en somut tanıklar ise, darphanesinden çıkan o mütevazı bronz sikkelerdir. Üzerlerindeki Apollon portresi ve otlayan at figürü, bize İskender'in mirası üzerine kurulmuş, Roma'nın gücüyle büyümüş ve tarihin en önemli fikirlerinin yayıldığı bir liman kentinin hikayesini anlatmaya devam etmektedir.
Kaynak:
https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/canakkale/gezilecekyer/aleksandria-troas-antik-kenti
https://turkisharchaeonews.net/site/alexandria-troas
https://www.turkishmuseums.com/museum/detail/2017-canakkale-alexandria-troas-archaeological-site/2017/4
https://asiaminorcoins.com/troas.html