Skip to main content

WhatsApp Chat Button

Selge'nin Gorgon Başı ve Güreşçileri

Anadolu'nun güneyindeki Toros Dağları'nın sarp yamaçlarında, ulaşılması güç bir platoda kurulan Selge, antik Pisidya'nın en gururlu ve en bağımsız şehirlerinden biriydi. Coğrafi izolasyonu

sayesinde büyük imparatorlukların tam kontrolüne girmeyi her zaman reddeden bu savaşçı halk, kendi kimliğini ve gücünü ifade etmek için nümizmatiğin en çarpıcı ve çeşitli sembollerinden bazılarını kullanmıştır. Selge darphanesi, bir yanda Helen dünyasının atletik ideallerini yansıtan güreşçilerle dolu gümüş staterler basarken, diğer yanda daha kadim ve ilkel güçleri çağıran Gorgon (Medusa) başlı küçük gümüş oboller üretmiştir. Bu ikonografik zenginlik, Selge'nin hem komşularıyla kültürel alışveriş içinde olan hem de kendi özgün karakterini koruyan karmaşık kimliğinin metalden bir kaydıdır.

Selge'nin nümizmatik üretiminin zirvesi, MÖ 4. yüzyılda basılan gümüş staterlerdir. Bu sikkelerin ön yüzü, komşu Pamfilya'daki Aspendos sikkeleriyle şaşırtıcı bir benzerlik gösterir: birbirine kenetlenmiş, kasları gerilmiş iki çıplak güreşçi. Bu dinamik sahne, Yunan kültürünün merkezinde yer alan atletizm tutkusunun (agon) ve fiziksel mükemmellik idealinin bir yansımasıdır. Selge'nin bu tasarımı benimsemesi, şehrin Helen dünyasıyla ne kadar entegre olduğunu ve bu kültürel değerleri kendi kimliğinin bir parçası olarak gördüğünü gösterir. Arka yüzde ise yine Aspendos'a benzer şekilde, sapanıyla taş atmaya hazırlanan bir asker (sapan taşı atıcısı) bulunur. Bu figür, Selge'nin askeri gücünü ve özellikle bu alandaki şöhretini temsil eder.  

Ancak Selge, bu ortak temaları kendine özgü dokunuşlarla kişiselleştirmiştir. Sikkelerin arka yüzünde, şehrin arması olan ve üç insan bacağından oluşan "triskeles" sembolü yer alır. Daha da önemlisi, hem güreşçilerin arasına hem de sapan atıcısının yanına sık sık "astragalos" (aşık kemiği) adı verilen küçük bir sembol eklenmiştir. Antik çağlarda zar gibi oyunlarda ve kehanetlerde kullanılan bu kemik, Selge sikkelerinin adeta bir imzası haline gelmiştir ve muhtemelen şansı, kaderi veya ilahi korumayı simgelemektedir.

Selge'nin nümizmatik kimliğinin diğer yüzü ise daha küçük gümüş birimleri olan obollerde ortaya çıkar. Bu küçük ama etkili sikkelerin ön yüzünde, bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı mitolojik yaratık Gorgon'un (Medusa) cepheden tasvir edilmiş korkutucu bir başı bulunur. Apotropaik, yani kötülüğü savuşturan bir sembol olarak kullanılan Gorgon başı, Selge'nin vahşi ve korunmacı doğasını yansıtan ilkel bir güç simgesiydi. Bu korkutucu yüzün arkasında ise tam bir tezat oluşturacak şekilde, bilgelik ve savaş tanrıçası Athena'nın miğferli, sakin ve klasik üsluptaki profili yer alır. Bu tasarım, Selge'nin bir yanda Helen medeniyetinin rasyonel dünyasına (Athena) ait olduğunu, diğer yanda ise daha kadim, mitolojik ve vahşi güçlerle (Gorgon) olan bağını koruduğunu gösterir. Astragalos sembolü, bu küçük obollerin arka yüzünde de Athena'nın portresine eşlik ederek şehrin imzasını pekiştirir.  

Sonuç olarak, Selge darphanesi bize iki farklı ama birbiriyle bağlantılı bir hikaye anlatır. Büyük gümüş staterler, şehrin Helen dünyasıyla olan diyaloğunu, atletik ve askeri başarılarını kutlarken; küçük gümüş oboller, daha derin, yerel ve koruyucu inançlarını yansıtır. Güreşçilerin gücü, Gorgon'un dehşeti ve astragalosun gizemi, Torosların bu asi şehrinin çok katmanlı ve büyüleyici karakterini oluşturan nümizmatik unsurlardır.

Kaynak:
https://www.coinarchives.com/a/results.php?search=pisidia+selge
https://www.goldeneaglecoin.com/item/aspendos-pamphylia-ar-stater-330_200-bc-wrestlers--slinger-chvf