Skip to main content

WhatsApp Chat Button

Kral Midas'ın Efsanevi Toprakları Frigya

Anadolu'nun kalbinde, Sakarya Nehri'nin suladığı topraklarda bir zamanlar büyük bir krallık hüküm sürüyordu: Frigya. Bu krallığın adı, binlerce yıldır zenginlik, açgözlülük ve ilahi ceza temalarıyla anılan

efsanevi hükümdarı Kral Midas ile adeta özdeşleşmiştir. Dokunduğu her şeyi altına çeviren "altın dokunuşu" ve tanrılara karşı geldiği için "eşek kulakları" ile cezalandırılması gibi mitlerle modern bilince kazınan Midas, Frigya'yı efsanelerle sarmalanmış bir diyara dönüştürmüştür. Ancak Frigya'ya yapılacak bir nümizmatik tur, bu mitlerin ardındaki tarihsel gerçekliği ve bölgenin karmaşık para geçmişini ortaya çıkarır. Bu turda Midas'ın kendi paralarını bulamasak da, onun efsanesinin paranın doğuşuna nasıl ilham verdiğini ve krallığının topraklarında daha sonra filizlenen zengin nümizmatik mirası keşfederiz.  

Her şeyden önce, temel bir tarihsel gerçeği ortaya koymak gerekir: Efsanevi Kral Midas, kendi adına sikke bastırmamıştır. Asur kaynaklarında "Muşkili Mita" olarak geçen ve MÖ 8. yüzyılda yaşadığı bilinen tarihi Kral Midas, paranın icadından yaklaşık bir asır önce hüküm sürmüştür. Paranın icadı, MÖ 7. yüzyılın ortalarında Frigya'nın komşusu ve halefi olan Lidya Krallığı'nda gerçekleşmiştir. Peki, Midas efsanesi neden parayla bu kadar iç içe geçmiştir?  

Cevap, "altın dokunuşu" mitinin kendisinde yatmaktadır. Efsaneye göre Midas, şarap tanrısı Dionysos'un yoldaşına gösterdiği misafirperverliğin ödülü olarak dokunduğu her şeyin altına dönüşmesini diler. Ancak bu gücün bir lanet olduğunu anladığında, Dionysos'un tavsiyesiyle Paktolos Irmağı'nda (Sart Çayı) yıkanarak bu güçten arınır. O günden sonra Paktolos Irmağı'nın yatağının altın parçacıklarıyla dolduğuna inanılır. Bu mit, aslında bir etiyolojik hikayedir; yani bir doğa olayını açıklayan bir efsanedir. Paktolos Irmağı, gerçekten de Lidya'nın ilk sikkeleri basmak için kullandığı doğal altın-gümüş alaşımı olan elektrumun ana kaynağıydı. Dolayısıyla Midas efsanesi, paranın ham maddesinin kökenini açıklayan şiirsel bir anlatı olarak görülebilir.  

Midas'ın krallığının yıkılmasından sonra Frigya toprakları sırasıyla Lidya, Pers, Makedon, Seleukos ve Pergamon egemenliğine girdi ve son olarak Roma'nın bir parçası oldu. İşte Frigya'nın asıl nümizmatik mirası bu dönemlerde ortaya çıktı. Bölgede, her biri kendi yerel sikkelerini basan 50'den fazla darphane faaliyet göstermiştir. Bu şehirler arasında Apameia, Aizanis, Amorium, Hierapolis, Kotiaeion (Kütahya) ve Laodikeia en önemlileridir.  

Bu şehirlerin bastığı sikkeler, Frigya'nın kalıcı kültürel ve dini mirasını yansıtır. Bunların en başında, Anadolu'nun ana tanrıçası olan ve Friglerin en önemli ilahı olarak taptığı Kybele kültü gelir. Pessinus gibi şehirler, Kybele ve onun eşi Attis'i sikkelerinin ana teması olarak kullanmıştır. Bir diğer önemli tema ise bölgenin coğrafyasıdır. Örneğin, Frigya'nın en büyük ticaret merkezlerinden biri olan Apameia, sikkelerinde sık sık Menderes (Maeander) Nehri'ni bir nehir tanrısı olarak tasvir etmiştir.  

Sonuç olarak, Frigya'ya yapılan bir nümizmatik tur, bizi doğrudan Kral Midas'ın paralarına götürmez. Ancak bizi çok daha ilginç bir yolculuğa çıkarır: Midas efsanesinin, paranın ham maddesi olan altının kökenini nasıl açıkladığını görürüz. Ardından, onun bir zamanlar hüküm sürdüğü topraklarda, yüzlerce yıl sonra kurulan şehirlerin, Frigya'nın kadim tanrılarını ve coğrafyasını kendi sikkeleri üzerine nasıl işlediğine tanıklık ederiz. Bu, bir kralın efsanesinin, kendi krallığının ömrünü aşarak nümizmatik tarihinde nasıl ölümsüzleştiğinin hikayesidir.

Kaynak:
https://kiyidan.com/2021/04/26/kral-midas-efsanesi/
https://frigvadileri.com.tr/kral-midas/
https://turkishmuseums.com/blog/detail/efsanevi-frig-krali-midas/10083/1
https://dergipark.org.tr/tr/pub/tariharastirmalari/issue/47752/603188
https://tr.wikipedia.org/wiki/Midas
https://asiaminorcoins.com/phrygia.html