Apameia ve Menderes Nehri Tanrısı
Antik Frigya'nın güneybatısında, stratejik ticaret yollarının kesişim noktasında kurulan Apameia, Helenistik ve Roma dönemlerinde Anadolu'nun en büyük ve en zengin ticaret merkezlerinden biriydi.
Seleukos Kralı I. Antiochus Soter tarafından annesi Apama'nın onuruna MÖ 3. yüzyılda kurulan şehir, kısa sürede o kadar zenginleşti ki, "Kibotos" (Hazine Sandığı) lakabıyla anılmaya başlandı. Bu muazzam refahın kaynağı, şehrin coğrafi konumuydu: Apameia, içinden Marsyas Nehri'nin geçtiği ve hemen yanından Büyük Menderes (Maeander) Nehri'nin aktığı verimli bir ovanın kalbinde yer alıyordu. Şehir, bu hayat veren nehre olan minnettarlığını ve kimliğinin onunla ne kadar iç içe geçtiğini, darphanesinden çıkan sikkelerin üzerine Menderes Nehri'ni ve onun sembollerini işleyerek ölümsüzleştirdi.
Apameia'nın bir darphane olarak tarihi, Pergamon Krallığı'nın kontrolü altına girdiği MÖ 2. yüzyılda, bölgenin standart gümüş para birimi olan Kistophorik tetradrahmileri basmasıyla başlar. Ancak şehrin kendi özgün kimliğini yansıtan asıl sikkeler, MÖ 133'ten itibaren Roma egemenliği altında basılan otonom bronz paralardır. Bu sikkeler, şehrin zengin ikonografik dünyasını gözler önüne serer.
Bu ikonografinin merkezinde, şehrin coğrafi kimliğini tanımlayan Menderes Nehri yer alır. Apameia sikkelerinin birçoğunun arka yüzünde, nehrin kişileştirilmiş hali olan nehir tanrısı Maiandros (Maeander) tasvir edilir. Genellikle antik sanat geleneğine uygun olarak, bir kayanın üzerine uzanmış, sakallı ve kaslı bir erkek figürü olarak betimlenen Maiandros, elinde bereketin sembolü olan bir kornukopya (bereket boynuzu) ve bir nehir sazı tutar. Bu tasvir, nehrin sadece bir su kütlesi olmadığını, aynı zamanda Apameia ovasını sulayan, tarımsal bereketi sağlayan ve dolayısıyla şehrin zenginliğinin kaynağı olan ilahi bir güç olarak görüldüğünü anlatır. Nehir tanrıları, antik dünyada şehirlerin hayat damarları olan su kaynaklarına duyulan saygının bir ifadesiydi ve Apameia bu geleneği sikkelerinde gururla sergilemiştir.
Apameia darphanesi, Menderes Nehri'ne olan bu bağlılığını ikinci ve daha soyut bir sembolle de pekiştirmiştir: "maeander" deseni. Adını nehrin kıvrımlı akışından alan bu ünlü geometrik desen (Yunan anahtarı olarak da bilinir), Apameia sikkelerinin adeta bir imzası haline gelmiştir. Genellikle bir kartal veya başka bir figürün altında bir zemin çizgisi olarak kullanılan bu desen, sikkenin Apameia'da basıldığının anında tanınmasını sağlayan bir darphane işareti görevi görüyordu. Bu, bir şehrin coğrafi bir özelliği nasıl alıp onu kendi görsel markasına dönüştürebileceğinin mükemmel bir örneğidir.
Apameia'nın sikkeleri, nehir tanrısının yanı sıra şehrin diğer kültürel ve mitolojik unsurlarını da yansıtır. Ön yüzlerde genellikle bilgelik ve savaş tanrıçası Athena'nın miğferli büstü yer alır. Bir diğer önemli figür ise, adını Marsyas Nehri'ne veren ve tanrı Apollon ile yaptığı müzik yarışmasıyla tanınan satyr Marsyas'tır. Marsyas, genellikle çift flütünü (aulos) çalarken tasvir edilir. Ayrıca, şehrin büyük Yahudi cemaatinin bir yansıması olarak, Nuh'un Gemisi'ni (Ark) tasvir eden son derece nadir ve ilginç bir sikke serisi de bulunmaktadır. Bu sikkeler, şehrin "Kibotos" (sandık/gemi) lakabıyla Nuh'un gemisi arasında kurulan zekice bir kelime oyunu olabilir.
Sonuç olarak, Apameia darphanesi, bir şehrin coğrafyasıyla olan derin bağının nümizmatik bir kaydıdır. Menderes Nehri'nin tanrısal tasviri ve onun kıvrımlarını yansıtan geometrik desen, Apameia'nın kimliğinin ve zenginliğinin kaynağının bu hayat veren suda yattığını dünyaya ilan eder. Bu sikkeler, doğanın ve medeniyetin bir nehir yatağında nasıl bir araya gelip büyük bir metropol yarattığının metalden yapılmış hikayesidir.
Kaynak:
https://en.wikipedia.org/wiki/Apamea_(Phrygia)
https://www.vcoins.com/en/coins/ancient/greek/phrygia-1344.aspx
http://www.wildwinds.com/coins/greece/phrygia/apameia/