Kral Amyntas'ın Tetradrahmisi Bir Kelt Kralının Helenistik Yüzü
Anadolu'nun kalbinde, bir zamanlar Balkanlar'dan gelen Kelt (Gal) kabilelerinin kurduğu Galatya Krallığı'nın son hükümdarı olan Amyntas (MÖ 36-25), Roma'nın yükselen gücü ile
Helenistik dünyanın kalıcı mirası arasında sıkışmış bir çağın portresini sunar. Usta bir diplomat ve asker olan Amyntas, Roma ile kurduğu ittifaklar sayesinde krallığını genişletmiş ve önemli bir güç haline gelmiştir. Bu gücün ve aynı zamanda içinde yaşadığı kültürel dünyanın en somut ifadesi ise, bastırdığı gümüş tetradrahmilerdir. Bu sikkeler, bir Kelt kralının, kendini tamamen Helenistik bir hükümdar olarak nasıl sunduğunu ve Roma'nın gölgesinde kendi egemenliğini nasıl ilan ettiğini gösteren büyüleyici nümizmatik belgelerdir.
Amyntas'ın tetradrahmileri, ilk bakışta herhangi bir Helenistik kralın sikkesinden farksızdır. Sanatsal üslup, ikonografi ve dil tamamen Yunan geleneğine aittir. Bu durum, Galat yönetici sınıfının ne kadar derinden Helenleştiğini ve kendilerini Yunan kültür dünyasının meşru bir parçası olarak gördüklerini gösterir.
Sikkenin ön yüzünde, bilgelik ve savaş tanrıçası Athena'nın Korint miğferi giymiş, klasik üslupta bir portresi yer alır. Athena, Büyük İskender'in halefleri olan Lysimakhos ve Seleukoslar gibi birçok Helenistik kral tarafından benimsenen popüler bir nümizmatik figürdü. Amyntas'ın bu sembolü seçmesi, kendisini bu büyük Makedon krallarının geleneğine bağlama ve kendi hükümdarlığına meşruiyet kazandırma arzusunu yansıtır.
Sikkenin arka yüzü ise bu mesajı daha da pekiştirir. Arka yüzde, zafer tanrıçası Nike'ın, elinde bir asa tutarak ilerlediği dinamik bir tasvir bulunur. Nike, Helenistik kralların askeri zaferlerini ve başarılarını simgeleyen en önemli propaganda aracıydı. Sikkenin üzerindeki Yunanca lejant ise "ΒΑΣΙΛΕΩΣ ΑΜΥΝΤΟΥ" (BASILEOS AMYNTOU), yani "[Para] Kral Amyntas'ındır" yazar. Bu tasarım kombinasyonu, açık ve net bir mesaj verir: Kral Amyntas, Athena'nın bilgeliği ve koruması altında, Nike'ın müjdelediği zaferlerle hüküm süren meşru bir Helenistik kraldır.
Bu sikkelerde, Deiotaros gibi daha önceki Galat krallarının paralarında görülen Kelt kalkanı gibi açık etnik referanslar artık tamamen kaybolmuştur. Bu durum, Amyntas'ın krallığının, Roma tarafından ilhak edilmesinden hemen önceki tam entegrasyon ve Helenleşme sürecini yansıtır.
Amyntas'ın sikkeleri sadece gümüş tetradrahmilerle sınırlı değildi. Aynı zamanda, ön yüzünde Herakles veya Artemis gibi figürler, arka yüzünde ise aslan veya geyik gibi tasvirler bulunan çok sayıda bronz sikke de bastırmıştır. Bu ikonografik çeşitlilik, onun krallığının farklı bölgelerindeki yerel kültlere ve geleneklere hitap etme çabasını gösterir.
Amyntas'ın hikayesi, MÖ 25 yılında, krallığının dağlık bölgelerindeki isyancıları bastırmaya çalışırken bir pusuda öldürülmesiyle trajik bir şekilde sona erdi. Onun ölümüyle birlikte Galatya, vasiyeti uyarınca doğrudan bir Roma eyaleti haline geldi ve bağımsızlığını tamamen kaybetti.
Sonuç olarak, Kral Amyntas'ın tetradrahmisi, bir geçiş döneminin ve kültürel bir sentezin son perdesidir. Bu gümüş paralar, Anadolu'nun kalbindeki bir Kelt kralının, kendini dünyaya nasıl Helenistik bir hükümdar olarak sunduğunu, ancak bu imajın bile Roma'nın kaçınılmaz yükselişi karşısında krallığını kurtarmaya yetmediğini anlatır. Onlar, bağımsız bir Galatya'nın son nefesini veren, Kelt kökenli bir kralın tamamen Helenistik yüzüdür.
Kaynak:
https://cngcoins.com/Coin.aspx?CoinID=63300
https://balkancelts.wordpress.com/2012/07/03/coins-of-the-galatian-kings/